İşte Küçük Albert deneyi hakkında bilgi:
Küçük Albert Deneyi
Küçük Albert deneyi, John B. Watson tarafından 1920'de yapılan ve klasik koşullanmanın insanlarda duygusal tepkileri nasıl oluşturabileceğini göstermeyi amaçlayan tartışmalı bir psikoloji deneyidir.
Deneyin Aşamaları:
- Temel: Albert, başlangıçta nötr uyaranlara (beyaz bir sıçan, bir tavşan, bir maymun, maskeler, yün vb.) karşı herhangi bir korku tepkisi göstermiyordu.
- Koşullandırma: Albert'e beyaz bir sıçan gösterildiğinde, yüksek ve korkutucu bir ses çıkarıldı. Bu işlem birkaç kez tekrarlandı. Burada beyaz sıçan koşullu%20uyaran haline gelirken, yüksek ses koşulsuz%20uyaran oldu.
- Sonuç: Bir süre sonra, Albert sadece beyaz sıçanı gördüğünde bile korku ve ağlama tepkisi göstermeye başladı. Bu, korkunun öğrenildiğini ve klasik koşullanma yoluyla oluşturulduğunu gösteriyordu.
Genelleme: Albert'in korkusu sadece beyaz sıçanla sınırlı kalmadı. Benzer uyaranlara (beyaz bir tavşan, bir köpek, yünlü bir ceket vb.) karşı da korku tepkileri gösterdi. Bu olaya uyaran%20genellemesi denir.
Etik Sorunlar:
Küçük Albert deneyi, etik açıdan ciddi sorunlar içermektedir:
- Albert'in travmatize edildiği ve kalıcı psikolojik zarar görmüş olabileceği düşünülmektedir.
- Deney sırasında Albert'in annesinden izin alınmamış veya yeterli bilgilendirme yapılmamıştır.
- Albert'in korku tepkisi, deneyin sonunda ortadan kaldırılmamıştır (de-koşullandırma yapılmamıştır).
Bu nedenlerle, Küçük Albert deneyi, psikoloji tarihinde etik olmayan bir deney olarak kabul edilmektedir.